Yazar arşivleri: Gökhan

Dönüşüm Muhteşem Olacak

AdamGibiGiyin’i ilk kez ziyaret ediyorsanız, okumaya buradan başlamanızı öneririm.

Farkettiğiniz üzere bir süredir yazamıyorum. Sebebi suskunluğum, altı ay önce giriştiğim büyük çaplı ve kritik bir yazılım projesidir. Son dönemlerde günde 3-4 saat uyuyorum diyeyim, siz anlayın gerisini…

Projenin acil kısmının sonuna geldik, bundan sonra daha insanca yaşayacağım (5-6 saatlik uyku filan) ve Adam Gibi Giyin’e kaldığım yerden devam edeceğim.

Öncelikle, yazı yazamadığım dönemde e-posta ile birçok soru aldım; ancak maalesef ilgilenemedim, kendilerinden bu durumu mazur görmelerini rica ediyorum (bkz. ilk paragraf). Bu e-postalar arasından bir kısmını zaman içerisinde Soru-Cevap bölümünde yayımlayacağım.

Ayrıca, yalnızca çorap üzerine e-ticaret yapan chetik.com‘un kurucusu Turgut Bey, kullanıp değerlendirmem için lütfedip iki farklı marka çorap göndermiş; yazı yazamadığım dönemde uzunca deneme fırsatı bulduğum bu çoraplar üzerine de bir yazı yazacağım (Güncelleme: Yazdım bile).

Son olarak, daha uzun mesafelere seyahat edebilmek (açılışı yaz sonunda Yunanistan ile yaptık) üzere motosikletimi yeniledim; iki teker üzerinde daha fazla vakit geçirdikçe bu konuda da “adam gibi giyinmek” ve “adam gibi kullanmak” konularında çok söz birikti. “Motosiklet” başlıklı yeni bir başlık altında bunları da aktarmaya başlayacağım.

Birkaç güne görüşmek üzere…
Lütfen kendinize, hayatınıza, yaptığınız işe ve çevrenize özen göstermeyi ihmal etmeyin!

İyi Seneler

Uzunca bir zamandır yazmayı ihmal ettiğimin farkındayım; inanılmaz yoğun bir proje döneminin sonuna gelmiş durumdayım. Muhtemelen 1-2 hafta içerisinde tekrar yazmaya başlayacağım.

İlk yazı gelene kadar sizlere jilet gibi güzel bir yıl dilemek istedim. Başta bu gece olmak üzere lütfen adam gibi giyinmeye, adam gibi davranmaya, adam gibi içmeye ve adam gibi eğlenmeye özen gösterin. Ama en önemlisi, birlikte olduğunuz insanlara adam gibi davranmaya…

Not: Benim için adam gibi eğlenmek, kenarda saksı gibi oturup kasım kasım kasılmak değil; hakkını vererek, dans ederek “gerçekten eğlenmek”, ama asla maymun olmamak demektir 🙂

Polyester, Sentetik, Yarı-Sentetik Kumaş Nedir?

Eveeet, işlerin yoğunluğu sebebiyle bir süredir ara verdiğim yazılara yeniden başlıyorum. Söz, bir daha bu kadar ara vermeyeceğim…

Bana son zamanlarda sıklıkla iletilen, arkadaşlarımla alışverişe gittiğimde mağaza çalışanları tarafından yalan yanlış bilgi verilen şu konuyu bir yazayım da kapansın istiyorum. Takdir edersiniz ki, balık veren değil balık tutmayı öğreten adam olma çabam yüzünden konuyu dinazorlardan alıp bugüne bağlayacağım. Kemerlerinizi bağlayın, sıkı tutunun!

Düz DokumaBildiğiniz üzere kumaş denen nesne iplikten dokunuyor, iplik ise saç kılı kalınlığındaki liflerden üretiliyor. Yani kumaşı anlamak için deri kanepeye yatırıp çocukluğuna inmek, liflerini kurcalamak gerekiyor. İplik nasıl yapılır, kumaş nasıl dokunur, dokuma tipleri nelerdir, vb. konular bu yazının kapsamına girmediği için -daha sonra yazmak üzere- şimdilik geçiyorum. Sadece özetlemek amacıyla yan tarafa bir görsel koyuyorum.

Doğal / SentetikLifler, liflerimiz… Kumaşla ilgili ne kadar maraza varsa işte bu liflerden, daha doğrusu bu liflerin üretim şekillerinden kaynaklanıyor; yani lifler kumaşı vezir de ediyor, rezil de. Temel olarak ikiye ayırabiliriz lifleri: Doğal ve yapay (sentetik) lifler. Benim için aralarındaki farkı şöyle ifade edeyim; hani plastikten uyduruk çiçekler olur ya, işte o plastik çiçek saksıdaki çiçeğin yerini ne kadar tutuyorsa, sentetik lifler de doğal liflerin yerini işte o kadar tutuyor (Hani hep yazıyorum ya “mış gibi” ürünler diye, işte o şekil). Bakımı kolay diye mis kokulu çiçeğin yerine plastikleri koyacaksanız, ben sizi tutmayayım; çıkış şu tarafta… 🙂


Devamını oku

Cekette (Takım Elbisede) Drop Nedir?

Çok özet olarak, gömleklerde gördüğümüz “slim fit”, “regular fit” ibarelerine benzer şekilde, “drop” da ceketin farklı vücut tiplerine uygunluğunu belirtir.

Aynı omuz genişliğine sahip sporcu (yağsız-kaslı) bir erkek ile, kocaman göbeği olan başka bir erkeğin aynı ceketi giymelerini bekleyemeyiz herhalde. Omuz genişlikleri (daha doğrusu göğüs çevreleri) aynı olduğuna göre, bu iki arkadaş aslında aynı beden ceket/takım elbise giyerler (Ceket bedeninin nasıl hesaplandığını aşağıda anlatacağım). Amma velakin ceketin düğmelerini iliklemeleri gerektiğinde; ceket ya birisine dar ya da ötekine bol gelecektir. Drop ibaresi, ceketin göbek bölgesindeki genişliğini gösterir; drop değeri ne kadar küçük olursa, göbek bölgesinde o kadar bol anlamına gelir. Ancak ülkemizdeki kullanımı biraz farklılaşmış durumda, yazının sonunda onu da açıklayacağım.

Bir mühendis olarak böyle kuru kuruya ezbere bilgi vermek olmaz; bu değer nereden geliyor, nasıl hesaplanıyor onu da anlatayım:

Bizim kullandığımız (Avrupa’nın çoğu ülkesinde olduğu gibi) bedenler şöyle hesaplanıyor: Göğüs çevrenizi ölçüyorsunuz, 4’ün katı olan en yakın sayıya yuvarlayıp 2’ye bölüyorsunuz. Örneğin ölçtünüz, 101 cm çıktı. 100’e yuvarlayıp 2’ye böldüğünüzde bulduğunuz “50” sayısı sizin ceket bedeniniz oluyor.

Devamını oku

Ekşi Sözlük Yazarına Açık Mektup

Cumartesi günü tam da şu yazımda tarif ettiğim bir durum ile karşılaştım. Kendi adıma bunlara kulak tıkamayı öğrendim, ama hiç tanımadığım bir kişinin herhangi bir günahı olmadığı halde itham edilmesine, hakarete maruz kalmasına kayıtsız kalamadım. Doğrudan ulaşma şansım olmadığı için kendisine hem teşekkür etmek, hem de konuyla ilgili bir açıklama ile destek vermek amacıyla kısa bir yazı yazayım istedim.

Bu siteyi okuyanlar bilirler, herhangi bir maddi beklentim olmadan yazıyorum yazıları. Yıllar içinde edindiğim deneyimleri paylaşmak, konuya ilgisi olanlara yardımcı olmak, üzerine bir de sayısız teşekkür mesajı almak beni inanılmaz mutlu ediyor. Ekşi Sözlük’te de bir yazar, okuduğundan memnun kalmış olmalı ki -sağ olsun- kendisine saklamamış, başkalarına da faydası olsun diye bir yazı ile paylaşmış. Bundan sonra da bahsettiğim zihniyet devreye girmiş; yok yazı reklam amaçlı olarak yazmış da, siteye Google araması ile ulaşmak mümkün değilmiş de, falan filan. Bunları yazan arkadaşın ne gibi bir üretimi, topluma nasıl faydası olduğunu bilmiyorum ama bulup beğendiği bir bilgiyi paylaşmak isteyen (özetle üreten, fayda sağlamaya çalışan) tanımadığı birisine böyle dayanaksız ithamlarda bulunması benim kabul edebileceğim, algılayabileceğim bir zihniyet değil maalesef. Türk Dil Kurumu’nun “Meyve veren ağaç taşlanır” olarak tanımladığı bu durum, buradan bakıldığında da (kendisini tanımam etmem, kusuruma bakmasın) “Cahil küstahlığı” olarak görünüyor.

Devamını oku