Eveet, yaz geldi; kıllı vücutları ve güzel göbekleri sergileme sezonu açıldı. Haliyle bu konuya da girmek farz oldu…
Her zaman olduğu gibi, kendi vücut yapımıza uygun şeyler giymeye özen göstererek başlıyoruz. Başlamadan önce, hiç giyilmemesi gereken şeylerden bahsedeyim. Mesela slip mayo… Eğer profesyonel yüzücü olup da yarışa katılmıyorsanız, kıçınızı başınızı insanların gözüne sokmanın alemi yok 🙂
Kendi adıma, yandaki örnekte olduğu gibi şort mayolar tercih ediyorum. Dize kadar uzayan, bol sörfçü mayolarını boşverin; baldırınızda kalan, ne çok dar ne de çok bol olan mayoları tercih edin derim. Tercihiniz, vücut yapınıza göre değişmeli elbette; onu da şöyle açıklayayım: Boyunuz (ya da bacaklarınız) ne kadar kısa ise, mayonun boyu da o kadar kısa olsun ki güdük görünmeyin. Boyunuz (ya da bacaklarınız) çok uzun ise, neredeyse dize kadar inen (ama bol olmayan) kesimleri tercih edin (Bu da leylek gibi görünmemek için 🙂 Göbekli arkadaşlarım da yukarıdakilere ek olarak; koyu renk, düz ya da çok ufak desenli mayoları tercih etsinler.
Şahsen çok desenli mayoları kullanmıyorum; düz ya da ufak geometrik desenli, ya da enine üç düz renkten oluşan blok desenli mayoları tercih ediyorum. Hatta yandaki örnekteki tenis şortu gibi modeller pek hoşuma gidiyor, denizden çıkıp bir yere yemeğe/içmeye oturduğumuzda normal şort gibi görünüyor. Ha, manken gibi bir vücudunuz varsa, ne giyerseniz giyin; güllü dallı, çiçekli böcekli mayolar giyseniz de olur, kimse mayoya bakmayacak nasıl olsa.. 🙂
Mayonun üzerine genellikle düz beyaz ya açık mavi keten gömlek giyiyorum. Kısa kollu gömleklerle pek aram olmadığı için uzun kollu gömlekleri, kollarını dirsek hizasına kadar kıvırarak kullanıyorum.
İki cepli, hatta omzunda apoletleri olan, düğmeleri kumaştan farklı renkli olan gömlekleri tercih ediyorum, bu tip ayrıntılar pek hoşuma gidiyor.
Alternatif olarak ise mayo (ya da içindeki desenler) ile uygun renklerde bir tişört giyiyorum; yuvarlak yakalı ve kollu. Kolsuz ya da atlet şeklinde tişörtleri ben giymiyorum. Güneşi çekmemesi için açık renk olmasında fayda var.
Mayo desenli ise düz renk, düz ise abartılı olmayan şekilde desenli/yazılı tişörtleri tercih ediyorum. Mesela yukarıdaki düz mavi mayonun üzerine, yandakine benzer bir tişört giyiyorum. Kesim yine ne çok dar, ne çok bol. Varsa göbeği kamufle etmek için de ideal…
Güneşten korunmak için bir şapka lazım. Ben beyzbol şapkalarından bir türlü haz edemedim. Çok spor bir görünümü olmasının yanı sıra, benim kafa yapıma da pek uygun değil. Mecburiyetten geçmişte çok kullandım ama artık piyasada çok farklı şapka modelleri bulmak mümkün. Kafa yapınıza uygun, ayna karşısında geçince kendinizi en çok beğendiğiniz modeli arayıp deneyerek bulun. Bulmuşken birkaç farklı rengini (mayonuz ile uygun renkte olanı atlamayın), satın alın. Ben “ördek” olarak tanımlanan (İngilizcede “driver cap” olarak geçiyor) modeldeki şapkaları kullanıyorum.
Şimdi en önemli konuya girelim: Terlik… Öncelikle suya giriyoruz diye ucuz bir şey alayım diyip 5 liralık dandik terlikleri tercih etmeyin derim. Kaliteli bir şey alıp hem uzun süre kullanmak, hem de şık görünmek daha mantıklı bence.
İkinci olarak “Terlik tamam da, ayak güzel mi?” konusu var. Parmak arası terlikler mankenlerin ayağında güzel duruyor da, ramazan pidesi gibi ya da bakımsızlıktan başkalaşım kayasına dönmüş ayaklarla pek olmuyor bence. Kimi arkadaşlarıma göre parmak arası terlik erkekte hiç olmuyor ya, o da ayrı konu… 🙂 Kendi adıma uzun süre israr ettim giymek için, ama nedense o terliklerle yürümeyi beceremiyorum. Ayağımdan çıkıp gidecekmiş gibi hissediyorum ve ona göre yürümeye çalışıyorum. Komik göründüğüme kanaat getirerek israrımdan vazgeçtim.
Bu durumda “Ne giyiyorsun?” derseniz: Ayakkabı. “Tekne ayakkabısı” şeklinde adlandırılan ve ıslak zeminlerde kullanıma uygun olarak üretilen ayakkabılardan kullanıyorum. Aşağıya birkaç örnek koydum; ben eskimiş Timberland ayakkabılarımı kullanıyorum. Gönül rahatlığı ile duşa da giriyorum, kumsalda da geziyorum. Duşa girince içindeki kumlar gidiyor, hızlı bir şekilde de kuruyor. Evde yaz-kış giydiğim Crocs terliklerden de bir çift edindim, bakalım bu yaz bir giymeyi deneyeceğim. Ama ayakkabılar baki… 🙂
Son olarak da vücut kıl ve tüylerine değineyim. Yeni nesli bilmiyorum, ama benim etrafımda vücut tüyleri ile uğraşan pek yok. Yurt dışında ise durum pek farklı; yaza kol, bacak, göğüs komple tıraşlı giren çok insan var. Şahsen ben bu konuda biraz şanslıyım, pek uğraşmam gerekmiyor. Sırtta kıl tüy olayına kadınların pek (hatta hiç) güzel bakmadıklarını biliyorum. Omuzlarla birlikte tertemiz yapmak için elinizden geleni yapın derim. Artık makine mi kullanırsınız, ağda mı yaptırırsınız size kalmış… Göğsünüzdeki kıllar da kalabalık ise, 1-1.5 cm uzunluğunda olacak şekilde kısaltmakta fayda var. Piyasada bunun için uygun makineler bulabilirsiniz. Önereceğim tek şey, tıraşlama yaparken cetvelle çizilmiş gibi sınır bırakmayın. Beceremiyorsanız, profesyonel yardım alın. Kol bacak tıraşlama işinde şahsen yokum, siz kendiniz nasıl tercih ederseniz artık…