Bir önceki yazımda renkler üzerine bazı temel bilgiler vermiş, özellikle “ton” kavramını açıklamaya çalışmıştım. Henüz okumadıysanız, önce o yazıdan başlamanızı öneririm.
Bu yazıda da renkleri eşleştirmekten bahsedeceğim. Önceki yazımda bahsettiğim kavramları bir araya getiren yandaki renk çemberi ile konuya gireyim. Şimdi teorik olarak bazı yöntemler var; renk çemberindeki tam karşıda yer alan zıt renk ile eşleştirme, sağdaki soldaki komşularla eşleştirme, çemberin içerisine bir eşkenar üçgen yerleştirip üçgenin köşelerine denk gelen renkleri eşleştirme ve aynı rengin tonlarını kullanarak eşleştirme gibi… Adobe tarafından geliştirilen şu uygulama ile biraz oynayarak bahsettiğim renk teorisine ve renk çemberine hakim olabilirsiniz. Bu araç dijital ortam tasarımlarını amaçlamakla birlikte, işin mantığı konusunda fikir verecektir.
Yine de bunların teoride kaldığını, teorik olarak mantıklı görünen bir kombinasyondan son derece maymun bir kıyafet doğabileceği gibi; eğer taşımasını becerirseniz (ve kıyafetler jilet gibi üzerinize oturursa) alakasız renk kombinasyonları da gayet şık durabilir. Kaldı ki, günümüz modasında bu teorilere ters gelen, hatta tamamen yıkan bir sürü kombinasyon bulabilirsiniz. Örneğin birkaç yıl öncesine kadar lacivert ile siyaha burun kıvrılırken, son Oscar törenlerinde neredeyse tüm smokinler lacivert-siyah idi (Kendisi siyah, yakası lacivert; ya da tersi olacak şekilde). O yüzden teorilere hakim olun, dergileri kurcalayarak örnekleri inceleyin; ama en son kendi gözünüze en güzel görünen şekilde kendi tarzınızı yaratın derim. Örnek olsun diye ben kendi tercihlerimi yazmakla başlayayım.
En az kullandıklarımdan başlayayım. Aynı rengin tonları bile değil, aynı renk… Örneğin tamamen siyah. Çok nadir kullanırım, gayet risklidir; çünkü her siyah siyah değildir aslında. Bir önceki yazıda renklerin tonlarından bahsederken, her rengin aslında siyaha bağlandığını anlatmıştım. Bir rengin siyaha çok yakın tonu, siyah gibi görünmekle birlikte simsiyah olmuyor. Haliyle örneğin sarının siyaha çok yakın bir tonu ile kırmızının siyaha çok yakın bir tonu yan yana geldiğinde bir garip durabiliyor. Ayrıca farklı dokulardaki kumaşlar da (biri parlak, biri mat örneğin) böyle bir algı yaratabiliyor. Hele bir de işin içine ışık girince, tam bir eğlenceye dönüşebiliyor. Alışveriş yaparken mağazalarda belki farketmişsinizdir; gün ışığından farklı olan içerideki sarıya yakın ışık, göz yanılgısına sebep olabiliyor. Siyahı lacivert ya da kahverengi gibi görebiliyorsunuz mesela. Bu yüzden böyle kritik renkteki bir ürünü satın almadan önce mağazadan dışarı çıkararak gün ışığında da incelemenizi, ya da tam renginden ve tonundan olduğundan emin olduğunuz başka bir ürünle yan yana koyarak kıyaslamanızı öneririm.
Işık konusunu şöyle açıklayayım; beyaz bir tişört giyip kıpkırmızı ışık altında durduğunuzda tişörtünüz beyaz mı görünüyor, yoksa kırmızı mı? Siz istediğiniz kadar beyaz olduğunu söyleyin, insanlar sizi kırmızı tişörtle görecekler. Siyahın tonlarındaki hafif oynamalar da, böyle kuvvetli ışıklar altında çok farklı görünebilirler. Tamamen siyah giyindiğinizde alt başka üst tamamen başka görünebilir haliyle… Örnek isterseniz; ışık denince sahne, sahnede simsiyah giyinen denince de Cem Yılmaz geliyor ilk akılma. Gösterilerindeki kıyafetlerine bu gözle baktığınızda, bahsettiğim durumu gözlemleyebilirsiniz. Yandaki fotoğrafta gömlek ile pantolon arasındaki renk farkına dikkat etmişsinizdir herhalde (Bilinçli bir tercih ise kusuruma bakmasın 🙂 ).
İkinci olarak aynı rengin tonları. Bunu da nadir kullanırım, en çok da siyah takım elbise, beyaz gömlek ve gri kravat şeklinde… Nadiren de mavi, lacivert (ve beyaz) olarak. Bu durumda lacivert ya da siyah ayakkabı giyerim (siyah da zaten mavinin bir tonu oluyor), aksi durumda ayakkabı ve kemerdeki rengi başka bir aksesuarla daha eşleştimek isterim; o zaman da aynı rengin tonlarından çıkmış olurum…
Asla yapmayacağım bir şey de tamamen kahverengi tonlarında giyinmek. Kahverengi takım elbise giymediğimi sıklıkla yazıyorum; günlük kıyafetlerde de zaten gayet nötr bir renk olan kahverengiyi baştan aşağı giyinerek kendimi silik bir hale sokmak istemiyorum. Ha, kalabalık içerisinde kamufle olmak gibi bir niyetiniz varsa başka… 🙂
Ve işte geldik en sık kullandığım tarza… Takım elbisede de, spor giyimde aynı rengin tonlarının yanında bir tane ton dışı renk kullanıyorum. Takım elbise ve gömlek için renk tercihlerimi uzun uzun yazdım önceki yazılarda (Özetle siyah, gri ve lacivert takım elbise içine beyaz ya da açık mavi gömlek), kravatı da genellikle tezat oluşturacak şekilde parlak bir renk tercih ediyorum. Örneğin; lacivert takım elbise, açık mavi gömlek ile turuncu, kırmızı ya da yeşil (Her ne kadar zıt renk olmasa da, renk teorisindeki komşu renkler sınıfından) kravat kullanıyorum. Spor kıyafetlerimde de tercihlerim benzer şekilde oluyor; mavi denim pantolon üzerine gri gömlek ve içine lacivert-kırmızı desenli gri bir tişört giyiyorum örnek olarak.
Her ne kadar renk uyumu gayet güzel olsa da, yandaki fotoğrafta olduğu gibi tamamen parlak renkler kullanmıyorum. Parlak renkleri, beyaz eklenerek elde edilen pastel tonlar ya da siyah eklenerek elde edilen koyu tonlarla birlikte kullanıyorum. Ancak, özellikle takım elbisede olmak üzere, tamamen pastel renkler de tercih etmiyorum.
Aynı şekilde tamamen açık renk ya da tamamen koyu renkler de kullanmıyorum genellikle. Açık ve koyu renkleri bir arada kullanmaya, bunların bir dengesini yakalamaya çalışıyorum.
Bu konu üzerine bundan sonraki yazılarıma tamamen örnekler ile devam edeceğim; lacivert takım elbise içine giyilecek renkler, gri spor pantolon üzerine giyilecek gömlek alternatifleri gibi yazılar yazacağım.
Renk uyumunun yanı sıra bir de desen faktörü var işin içinde. Önceki yazılarımda takım elbise ve gömleği düz ya da uzaktan belli olmayacak kadar ufak desenli tercih ettiğimi yazmıştım. Bu takım elbise ve gömlek kombinasyonu ile birlikte hemen her zaman desenli kravatlar kullanıyorum.
Aynı şekilde spor kıyafetlerimde de düz renk pantolonlar üzerine ya kare desenli (Moda dilinde İngilizce “flannel” kelimesinden alınan flanel kullanılıyor ama ben kareli ya da kare desenli demeyi tercih ediyorum) bir gömlek giyiyorum, ya da düz renk gömleğin içerisine desenli bir tişört giyerek gömleğin önünü açık bırakıyorum. Tamamen düz renk nadiren kullanıyorum.