"palto" etiketli yazılar

Kışlık Giyim – II

Eh, her gün takım elbise giymiyoruz; Clark Kent’ten Superman’e döndüğümüz zamanlar da var…

Tahmin edeceğiniz gibi “Takım elbise ile giydiğiniz bir paltoyu, pardösüyü günlük kıyafetlerinizle (ya da tersi) giymeseniz iyi olur” diyerek başlayacağım. Tüm kış boyunca bir tek paltoya, arsız veledin “Vuracam kırbacı, vuracam kırbacı” diyerek yavru eşeğe yaptığı muameleyi yapmanın alemi yok 🙂

Schott Deri MontYazılarımı yeni okuyanlar için tekrar hatırlatayım; dogmatik ve didaktik söylemlerden kaçınmaya çalışan bir şahsiyet olmam itibarıyla, yazılarımda “şunu, bunu yapın/yapmayın” yerine kendi tercihlerimi aktarıyorum; yine öyle yapacağım.

İstanbul gibi kışları nispeten yumuşak geçen bir şehirde yaşamanın avantajı ile benim neredeyse tüm kış boyunca tercihim deri montlar oluyor. Takım elbisenin aksine, spor kıyafetlerimde toprak tonlarını da kullandığım için hem siyah hem de kahverengi deri montlarım var. Palto, ceket, vb. gibi görünen deri montlar yerine, tarzı “motosiklet montu” olarak adlandırılan yandakine benzer modelleri tercih ediyorum.

OXS BotDeri mont ile yalnızca denim pantolonlar; onun da altına her zaman deri bot giyiyorum. Yıllardır tarzından ve kalitesinden çok memnun olduğum OXS botlardan pek şaşmıyorum.

Denim pantolonların paça genişliği ve boyu konusunda da birkaç şey yazayım. Takım elbiselerde olduğu gibi, günlük giyimde de gün geçtikçe da paçalar daralıyor ve paça boyları da kısalıyor. Ben denim pantolonlarda da paça genişliğini 20 cm kullanıyorum (Bacaklarım bir miktar “edeleli” olduğu için daha dar giyemiyorum). Buradaki tek kriterim, pantolonun bacağıma yapışmaması. Birçok yazımda belirttiğim üzere, insanların güzel yönlerini ortaya çıkarıp estetik olmayan yerlerini gizleyecek şekilde giyinmesi gerektiğine inanıyorum. Erkek bacaklarının da tayt gibi dar pantolonlar giyerek insanların gözüne sokulacak kadar güzel şeyler olmadığını düşünüyorum.

Denim Paça Boyu, Paça UzunluğuPaça uzunluğuna gelirsek, yine “ayakkabımızı ortaya çıkaracak kadar kısa, bilekleri göstermeyecek kadar uzun” şeklinde teorik bilgi ile yandaki örneği vereyim (“Neden bilek görünmesin?” sorusuna cevabım, aynen yukarıda belirttiğim şekilde, erkek ayak bileklerinin sağa sola gösterecek kadar estetik olmadığını düşünmemdir. Çok seksi ayak bilekleriniz olduğunu düşünüyorsanız, çekin paçaları yukarı! 😀 ). Ben yandaki fotoğraftaki kadar, ya da 1-2 cm daha kısa olacak şekilde kullanmayı tercih ediyorum. Buradaki botları da oldukça şık bulduğumu ekleyeyim.

Bir de paça kıvırma konusu var. Açıkası örnek vermek için bir saat görsel aradım internette, bir tane paçası kıvrık olmayan görsel bulamadım. Şahsi tercihim paçaları kıvırmamak yönünde, nedeni ise ayrı bir yazının konusu olsun.

Lacivert ParkaElbette biraz daha şık olmam gereken ortamlar da oluyor. O zaman ise takım elbise ile giydiğim paltonun biraz kısa olanını (eteği kalça altına gelecek şekilde), ya da yağmura daha dayanıklı bir parka kullanıyorum.

Burada renk olarak tercihim koyu lacivert; günlük hayatta tercih ettiğim renkler (mavi, lacivert denim, kahverengi tonlarında kanvas pantolonlar; gri, lacivert, yeşil kazaklar ve trikolar; mavi gömlek üzeri lacivert süveter, vb.) ile çok daha kullanışlı.

Bu kıyafetlerle de yine bot giyiyorum, ama bu sefer aşağıdaki gibi biraz daha şık bir model tercih ediyorum.

Bir de İstanbul’da kar yağdığı iki üç günde ve soğuk memleketleri ziyaret ettiğimde kullandığım bir kaz tüyü montum var. Altına yine denim ve botlar… Bu sefer tamamen fonksiyonel botlar tercih ediyorum, bütün gün yağmur çamur içinde kalsam bile ayaklarımın donmamasını ya da ıslanmamasını sağlamalarını istiyorum.

Camper BotSon olarak da aksesuarları yazayım. Spor dışında bere kullanmıyorum, beyzbol şapkası asla takmıyorum. Daha önce de yazlık giyim ile ilgili yazımda örnek verdiğim kasketlerin yünlü olanlarını tercih ediyorum.

Her dışarı çıktığımda kıyafetimle uygun renkte bir atkı sarıyorum boynuma. Takım elbise ile kaşmir atkı önermiştim ama deri mont ile kaşmir atkı bana çok narin geliyor; bu sefer tercihim daha kalın dokumalı ancak kesinlikle doğal malzemeden üretilmiş bir atkı oluyor.

Genelde düz renkte ve gri, lacivert gibi parlak olmayan renkte atkılar kullanıyorum. Bir iki tane de enine çizgili atkım var, giydiklerim desensiz ya da tek renk ise; bu atkılarımı kullanıyorum.

Kışlık ŞapkaEldiven olarak ise soğuk havalarda yine deri eldivenden şaşmıyorum. Biraz daha ılık havalarda ise parmaksız yün eldiven terih ediyorum; “rock”çı ruhuma pek uygun geliyor 🙂

Kazak, gömlek, triko, bunların uyumu, vb. konularda yazacak birçok şey var; bu yazı burada bitsin; kazaklar da başka bir yazının konusu olsun.

Kışlık Giyim – I

Kış yaklaşıyor, havaların serinlemesi ve yağışlarla birlikte bana da sorular yağmaya başladı. Kışlık giyim konusunu resmi ve günlük olarak ikiye bölerek başlayayım. Bu yazım, takım elbise üzerine giyilecek mevsimlik ve kışlık kıyafetler ile aksesuarlar üzerine olsun.

Yüzüncü tekrar olarak baştan vurgulayayım, öncelikle giydiğimiz kıyafetlerin tarz olarak birbirine uyumlu olmasını istiyoruz. Bu yüzden takım elbise üzerine yağmurluk, kaban, deri mont filan giymiyoruz. Spor montları saymıyorum bile…

Trençkotİstanbul’da yaşıyor olmam nedeniyle ağır bir kışlık giyime ihtiyaç duymuyorum. Bahar aylarında bej renk trençkot kullanıyorum [Tanım olarak trençkot askeri tarzda, su geçirmez pardösüye deniyor. Piyasada su geçirmez, ya da içerisinde su geçirmez bir astar bulunan çok fazla model bulmak mümkün değil; ancak belirgin tarzı (Önü kruvaze, kemerli, omuzları apoletli, vb.) nedeniyle pardösü yerine trençkot demeyi tercih ediyorum]. Yine tanım olarak, trençkot genel olarak bej renkte üretiliyor, ancak farklı renklerini de bulmak mümkün. Şahsi tercihim hem şıklık hem de kullanışlılık açısından bej… Neden derseniz, her renk takım elbisem ile giyebiliyorum: Siyah, gri ve lacivert (Biliyorsunuz, kahverengi takım elbise giymiyorum.)… Hele ki lacivert ve gri takım elbisenin altına kahverengi ayakkabı giydiysem, harika oluyor. Siyah takım elbise ya da siyah ayakkabı ve gri takım elbise ile nasıl oluyor derseniz, açıkçası bej rengin doğru tonunu bulmak için biraz uğraşıyorum. Renk skalasında kahverengi ile siyah arasındaki renkleri düşünün. Kahverenginin tonunu açtığınızda sütlü kahve oluyor ya kabaca; siyaha yakın bir kahverenginin tonunu açtığınızda elde ettiğiniz renk (Taş rengi diyebiliriz.), bu açıdan biçilmiş kaftan oluyor. Hele bir de düğmeler, siyaha yakın kahverengi olur ise, işte size son derece kullanışlı bir trençkot.
Renk Skalası - Bej Siyah Kahverengi

 
Füme Koyu Gri Erkek PaltosuSoğuk kış aylarında ise füme/koyu gri renk bir palto kullanıyorum. Neden siyah değil derseniz, siyah palto ile lacivert takım elbisenin uyumu hoşuma gitmiyor; siyah takım elbisenin tonu ile paltonun tonunun tutmaması durumundan hoşlanmıyorum ve gri takım elbise ve kahverengi ayakkabı giyeceğim zaman siyah paltonun uygun olmayacağını düşünüyorum. Bununla birlikte, füme maalesef bej kadar kullanışlı bir renk değil. Yine her renk (siyah, gri, lacivert) takım elbisenin üzerine giyilebilmekle birlikte, lacivert takım elbisenin altına kahverengi ayakkabı ile uygun olmuyor. Ya ikinci bir renkte (bkz. deve tüyü) palto edinmenizi, ya da siyah ayakkabıdan şaşmamanızı önereceğim.

Paltonun da takım elbise gibi %100 yün kumaştan üretilmiş olmasına dikkat etmenizi öneririm (Biz burada sentetik kumaşları sevmeyiz dostum… 🙂 ).

Uzunluk olarak hem trençkot hem de palto için ben dizin biraz üzerini tercih ediyorum (Kalça hizasındakileri ise spor giyimde).

Paltoyu trençkot gibi kruvaze değil, takım elbiselerim gibi tek düğmeli kullanıyorum. Takım elbisede olduğu gibi, paltoda da en alt düğmeyi iliklemediğimizi hatırlatayım.

Şemsiye bu mevsimlerin vazgeçilmez aksesuarlarından. Her fonksiyonel şeyde olduğu gibi, şemsiyede de kaliteden taviz vermeyin derim. İki kuruş fazla verin, çok kaliteli bir şemsiye edinin. Rüzgarda dönmeyen, kolay açılıp kapanan kaliteli bir şemsiye tek bir gün sizi kurtarsa, verdiğiniz parayı çıkaracaktır. Hele ki pahalı kıyafetlerinizin, ayakkabılarınızın yağmurdan telef olmasını engeller ise… Ben bir adet baston şemsiye edinin derim; hem şık bir aksesuar, hem de açılınca gayet geniş oluyor; bazı zamanlar başkalarını da düşünmek durumunda olduğunuzu hatırlatırım 🙂 (İki kişi yağmurda herkes kendi şemsiyesi ile mi, yoksa bir büyük şemsiyenin altında kol kola mı yürümek daha keyifli, siz düşünün). Onun dışında bir de katlanabilen cinste ufak bir şemsiyeniz olursa, yağmur ihtimali olduğu ya da elinizde kocaman baston şemsiyeyi taşımak istemediğiniz zamanlar çantanıza atıverirsiniz.

Mevsimsel olarak, trençkot ile atkı kullanmaya pek gerek yok. Ancak, fark yaratmak isterseniz ince dokuma bir fular takabilirsiniz. Palto ile birlikte, klasik tarzda kalmak isterseniz düz siyah ya da koyu gri renk tercih edin. Ama burada da farklı olmayı tercih ederseniz gömlek, kravat ve hatta çorabınızla uyumlu renkte bir atkı kullanın. Hem sıcak tutması, hem de yumuşacık olması bakımından kaşmir dokumayı tercih edin derim. Sürekli yüz ve boyun bölgesine temas ettiği için yine sentetik dokumalardan kaçının.

Eldiven de şemsiye gibi delikanlılıktan taviz vermemenizi önerdiğim bir aksesuar; adam gibi bir şey alın, yıllarca kullanın derim. Adam gibi dediğim şey de, elbette deri eldiven. Doğal olması, hava alması ve şık olması açısından benim şaşmaz tercihim. İçi kaşmir astarlı bir eldiven alırsanız, kışın sıcacık tutar ellerinizi. Geyik ya da kuzu derisinden üretilmiş deri eldivenlerin daha yumuşak olacağını hatırlatayım (Benim içi kaşmir, geyik derisi bir çift eldivenim var; sık kullanmaya kıyamayacak kadar memnunum kendisinden.).

Son olarak da şapka konusuna geleyim; takım elbise ile bere ya da beyzbol şapkası takmayın lütfen. Şıklık ve tarz açısından fötr (fedora) şapka diyeceğim ama bizim millet pek alışık değil maalesef, taktığımda sokakta çok acayip bakıyorlar 🙂 Haliyle, çok soğuk hava durumları dışında ben takım elbise ile şapka kullanmıyorum. O durumlarda da, paltom ile aynı renkte şık bir kasket edindim, onu takıyorum. (Güncelleme: Geçen hafta kenarları biraz daha dar bir fedora şapka buldum, şansımı tekrar deneyeceğim 🙂 )

Bir diğer güncelleme: Bir okuyucumdan e-posta aldım, “Peki altına ne giyelim, bot konusundaki fikriniz nedir?” şeklinde; onu da kısaca burada cevaplayayım. Bildiğiniz üzere takım elbise altına lastik tabanlı bir şeyler giymekten pek hoşlanmıyorum, ancak aşırı yağışlı ya da soğuk yerlerde yaşayan ya da bu şartlarda çalışan insanlara da “Yağmur-çamur kösele ayakkabı giyeceksiniz” demenin abesliğinin de farkındayım. Şahsen takım elbise altına aşırı bir kar yağışı olmadığı sürece bot giymiyorum, belki İstanbul’da yaşadığım için hiç ihtiyaç da duymuyorum. Açıkçası lastik tabanlı bir ayakkabım da yok takım elbise altına giydiğim. Satın alacak olsam, dikkatli bakılmadığı sürece lastik tabanlı olduğu belli olmayan, sürekli giydiğim (şu yazıma bir göz atın derim) kösele ayakkabılarıma benzer bir ayakkabı/bot tercih ederdim.