Öncelikle bu konudaki bazı kırmızı çizgilerden bahsedeyim. Çorap, bacağın hiçbir şekilde (Bacak bacak ütüne atıldığında bile) görünmeyeceği kadar uzun olmalı. Niye derseniz, bugüne kadar kıllı bacaklarınızla ilgili olarak bir kadından kaç kez iltifat aldınız diye ben sorayım. Kıllı erkek bacağı seksi bir şey olsa, göstermek için yüzyıllar içerisinde “pantolon paçası yırtmacı” gibi dahiyane buluşlara imza atardı girişimci bir modacı. Ben takım elbise altına bilek hizasındaki spor çoraplardan giyen adam bile gördüm, onun için bas bas bağırıyorum 🙂
İkinci olarak da desenli çoraplar. Benim giydiğim tek desenli çorap baklava desenli çoraplardır (O da nadir artık), başkalarına tahammülüm bile yok. Enine ya da boyuna çizgili, puanlı, aman diyeyim karikatür işlemeli, leopar desenli, fileli filan (Ben abartmıyorum, abartan güzel insanlar var maalesef) çoraplar bana çok ters. Havlu spor çoraplar da elbette kapsama alanı dışında kalıyor.
Marka, logo, vb. yazılar da alerji yapıyor bende. Jilet gibi siyah takım elbisenin altına düz siyah çorap giyen adam bir bacak bacak üstüne atıyor, aradan koca bir timsah göz kırpıyor. Aynı markanın timsahsız çorapları da var gözünüzü seveyim; çorapla da hava atmayıverin!
Yazıyı yayımladıktan sonra bir arkadaşımın hatırlatmasıyla, üzerine kişinin isminin işlendiği çoraplar konusunda da fikrimi yazayım, eksik kalmasın: Ben insanların giydiklerine özenmesi; ancak asla çok çabalıyormuş, “şık olmayı bilmiyorum haliyle markalara filan abanıyorum” şeklinde bir imaj da vermemesi gerektiğini düşünüyorum. Maalesef isim işlemeli çoraplar bende böyle bir algı yaratıyor.
Kendinden desenli dokumalardan da pek hoşlanmıyorum ben, hani şu fitilli kadife gibi olanlardan filan. Düz dokuma candır…
Ne giyileceği konusuna gelir isek, klasik tarzda genel kural; pantolondan koyu renk çorap, çoraptan koyu ayakkabı şeklinde. Siyah ayakkabı ile bu kural basit: Gri takım elbise, koyu gri (ya da siyah) çorap, siyah ayakkabı. Ya da lacivert takım elbise, koyu lacivert (ya da siyah) çorap, siyah ayakkabı.
Ancak kahverengi ayakkabıya gelince işler karışıyor. Gri ya da lacivert takım elbise ile kahverengi ayakkabı nasıl kullanılacak? Burada da aynı kural geçerli asında; takım elbise ile aynı ya da bir koyu ton, ya da ayakkabı ile aynı ya da bir açık ton. Bir de ikisinin tam arasıda tonlar bulabilirsiniz, bence o da pek güzel olur. Örnek olarak, gri takım elbise ve kahverengi ayakkabı için fotoğraflarla oynayarak çeşitli alternatifler hazırladım:
Elbette biraz daha sıra dışı tarzlar da mümkün. Şimdi daha nadir kullanmakla birlikte, yirmili yaşlarımda sıklıkla baklava desenli çoraplar giyerdim (bkz. Burlington). Kimi zaman ayakkabı ve takım elbise arasında uyum sağlamak için tercih ederdim, kimi zaman da giydiğim gömlek ya da kravat ile uyumlu olmasına özen gösterirdim. Lacivert takım elbise ve kahverengi ayakkabı için de bu şekilde bir örnek oluşturdum (Açık mavi gömlek ve turuncu kravat kullandığımı varsaydım):
Şahsen tercih etmesem de, daha aykırı tarzlara da saygım var; bilinçli yapıldığı sürece… Örneğin yukarıdaki kombinasyonda düz açık mavi ya da turuncu bir çorap da kullanılabilir. Benzer bir örneği yanda görebilirsiniz. Ancak takım elbisenin ağırlığı ile pek uyumlu olmayacağı için, genç yaşlarda tercih edilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Baklava desenli ya da aykırı renkte çorap kullanılacak ise, bu tercihin bilinçli olduğunu vurgulamak üzere pantolon paçalarının mümkün olduğunca dar ve kısa olması gerektiği kanısındayım.
Malzeme olarak ise elbette yine doğal ürünleri tercih ediyorum. %100 pamuklu bulmak artık pek kolay değil, bulduğumda hemen satın alıyorum. Bulamadığım zamanlarda da pamuk oranı %90’ın üzerinde olanları tercih ediyorum. %100 yün çorapları ise İstanbul’da ancak soğuk kış günlerinde kullanabiliyorum.
Doğal malzemelerden üretilen çoraplar sentetik malzemelerden üretilenlere göre daha çabuk yıpranıyor; ancak ayakların hava almasını sağladıkları için, ayak sağlığını çorapların dayanıklılığına tercih ediyorum.
Son söz: Takım elbise altına fileli ya da leopar desenli çorap giymeyin! 🙂