Tüm yazılarımda belirttiğim üzere, üzerime giydiğim her şeyin doğal ürünlerden üretilmesine özen gösteriyorum; gömlekte de bu kural değişmiyor. İçerisinde sentetik hiçbir malzeme bulunmamasına dikkat ediyorum. İpekli kumaşlar benim pek tercihim olmuyor, bu yüzden gömlek için tek alternatif bulunuyor: %100 pamuklu.
Pamuğun da çeşitli türleri bulunuyor. Örneğin Mısır pamuğu (Egyptian cotton) oldukça kaliteli bir pamuk türü. Yapısı gereği hem çok ince dokumaya izin veriyor, hem de gayet sağlam ve dayanıklı. Ayrıca, Mısır pamuğundan üretilen giysiler oldukça yumuşak oluyor. Bu durum da haliyle fiyata yansıyor. Geçenlerde aynı mağazada Mısır pamuğundan üretilmiş bir gömleğin, yine %100 pamuktan üretilmiş başka bir gömlekten 2-3 kat fazla bir fiyata satıldığına şahit oldum. Görünüşleri gayet benzerdi. Kalite için fazla ödemeye her zaman hazırım, ama bu benim için gereksiz bir fark. Elbette benzer bir durumda sizin kararınıza da saygı duyarım.
Güncelleme: Bu konuda gelen soru ve yorumlar üzerine bazı bilgiler eklemek istedim: Pamuk ve yün kumaşlar, yapıları gereği yüksek hava geçirgenliği ve su (ter) emme özelliklerine sahiptirler. Bu yüzden sıcak havalarda vücudunuzdaki teri emerek dışarı atarlar, hava geçirdikleri için de vücudunuzu serin tutarlar. Polyester kumaşların ise böyle özellikleri olmadığı için (spor tişörtlerinde, formalarda kullanılan mikro fiber kumaşları ayrı tutuyorum), sıcak havalarda pişersiniz resmen. Teri emmedikleri için vücudunuz nemli kalır; bakteri ve dolayısıyla ter kokusu oluşumu için ideal bir ortam yaratırsınız üzerinizde. Zor buruşur ve olay ütülenir olmaları, benim yukarıdaki dezavantajları görmezden gelmemi sağlamaz. Benim gözlemlerim ve deneyimlerim, polyester karışımlı kumaş kullanma amacının maliyeti düşürmek olduğu yönünde. Çok pahalı ve kaliteli markalarda polyester karışımlı gömlek görmediğimi belirterek bu notu bitireyim; hani bana güvenmiyorsanız adamların bir bildiği vardır diyin bari.. 🙂
İkinci olarak da kumaşın dokuması ile ilgili alternatiflerden ve kişisel tercihlerimden bahsedeyim. Elbette çok farklı dokumalar ve dokumalarla ilgili birçok teknik bilgi ve terim var; ama bu yazıda, en sıklıkla gördüğüm dokumaları -teknik konulara çok girmeden- özetleyeceğim.
Düz dokuma (Poplin, vb. dokumalar):
Düz dokuma benim gömlekteki ilk tercihim. Kendinden desenli dokumalar şahsen pek hoşuma gitmiyor. Gömleğin olabildiğince sade olması, takım elbise ve kravat konusunda daha serbest olmamı sağlıyor (Renkli desenlere ise ayrıca değineceğim).
Twill dokuma:
Bu tür dokuma sonucunda kumaşta diyagonal çizgiler oluşuyor ve bu çizgiler değişik kalınlıklarda olabiliyor. Ben uzaktan bakınca belli olmayan, ancak yakından incelendiğinde farkedilecek kadar ince çizgili şekilde tercih ediyorum.
Oxford dokuma:
Bu dokumayı ben oldukça spor buluyorum ve takım elbise içerisine giymiyorum. Ancak blazer ceket içerisine ya da ceketsiz olarak giydiğim, düğmeli yakalı gömleklerde tercih ediyorum.
Balıksırtı dokuma:
Bu dokuma ile dokunmuş iki ayrı gömlek satın almıştım, ancak ikisi de ilk yıkamadan sonra fitilli kadife kumaş gibi oldu. Ne kadar ütülenirse ütülensin de düzelmedi. Jilet gibi olması gereken gömlekler için kabul edilebilir bir durum değil, takdir edersiniz ki. O gündür maceraya girmiyor, balıksırtı desenli dokumalardan uzak duruyorum.