Kendime sıfırdan bir gardırop kuruyor olsam, ilk beş takım elbisemi düz renk ya da çok hafif desenli tercih ederdim. Nedeni de şudur: Takım elbisedeki desen ya da çizgilerin renkleri ile gömlek ve/veya kravattaki renkleri kesinlikle uydurmaya çalışırım. Örneğin mavi çizgili gri bir takım elbise ile yalnızca mavi gömlek giyerim. Haliyle bu çizgili takım elbise benim kombinasyon çeşitliliğimi kısıtlar. Az sayıda takım elbisem varken kendimi kısıtlamak istemem; bu yüzden başlangıç aşamasında düz renk takım elbise tercih ederim.
Bazı kumaşlar tek renk iplikten dokunmuş olmasına rağmen, dokuma yöntemi sebebiyle (balık sırtı dokuma gibi), çizgili ya da desenli gibi görünebilir. Çok bariz olanları benim gözümü yorduğu için tercih etmem. Sadece yakından incelendiğinde belli olanlarla ilgili olarak da özel bir hissiyatım yoktur; özellikle aramam, gözüme hoş göründüğü sürece sorun etmem.
Uzaktan tek renk gibi görünen, çok yakından bakıldığında birden fazla renkte iplikten dokunmuş kumaşları beğenirim. Bu dokuma ile özellikle gri takım elbiselerde karşılaşabilirsiniz. Bu kumaşa farklı bir görünüş verir, araba kaportası gibi boyanmış havası yoktur; dokumanın doğallığını hissedebilirsiniz. Bu tip dokunmuş gri takım elbiselerde, dokumanın içerisinde kahverengi tonlarının (belirgin olmayacak şekilde) bulunması ayrıca hoşuma gider (Hatta düğmeleri de hafif kahverengi tonlarında olacak şekilde). Böylece gri takım elbisenin kahverengi ayakkabı ve deri aksesuarlarla, hatta kahverengi tonlarındaki kravatlarla çok daha uyumlu bir şekilde kullanılmasını sağlar.
Kahverengi konusunu da yeri geldiği her yere sokuşturuyorum, çünkü siyah ayakkabı ve deri aksesurlarla giyilen bir takım elbise, kahverengi ayakkabı ve deri aksesuarlarla giyildiğinde oldukça farklı görünür; farklı gömlek-kravat kombinasyonlarına imkan sağlar. Böylece, ufak birkaç alışverişle çok daha zengin bir gardıroba sahip olursunuz. Kahverengi konusundaki fikrimi tekrar yazayım, illa ki mavi ile birlikte kullanılacak. Bu konuyu detaylı olarak ayrıca yazacağım.
Beğendiğim ikinci bir desen de “Prince de Galles (prens dö gal)”, “Prince of Wales”, “Glen Ekose”, vb. şekilde çeşitli isimleri olan desendir. Bu deseni gri takım elbiselerde, içerisinde mavi renk de bulunacak ve uzaktan çok belirgin olmayacak şekilde tercih ederim. Bu desen çok belirgin olduğunda, pijama gibi bir takım elbise sahibi olmak işten bile değildir; bu yüzden biraz dikkatli olmakta fayda var.
Çizgili takım elbise, bana göre biraz üst düzey yönetici tarzıdır; özellikle de lacivert renk…
Çizgili dokumada çizgilerin çok ince ve uzaktan belirli olmayacak kadar dokuma ile uyumlu olması tercihim, hatta israrımdır. Aksi durumda, eski Sümerbank pazen pijamanın içine gömlek giyilmiş gibi durur. Desenleri eşleştirmek meşakkatli bir konu olduğu için (Bu konuyu ayrıca yazacağım), çizgili bir takım elbiseyi taşımak nispeten zordur. İşi bilenlerin işi bildiğini göstermelerine, aksi durumda her tür zevksizliğe müsaittir. Çizgili takım elbiselerde cep mendili ve duble paça benim için olmazsa olmaz ayrıntılardır.
Bunlar dışındaki desenlerle şahsen pek işim olmaz. Örnek verecek olursam; çift renkli balık sırtı, kareli, birden fazla renkte ya da farklı kalınlıklarda çizgili, vb.
Bu yazıyı okuyanlar bunu da okudu: Takım Elbise Alırken: Ceket Ölçüleri