Aylık Arşiv: Haziran 2016

Kısa Paça Pantolon, Çıplak Ayak

Kısa Paça çorapsız AyakkabıEvet, bu yazın modası da gayet kısa paçalar ve altına çıplak ayakkabı ile giyilen kösele ayakkabılar… Pantolon paça boyları gün geçtikçe kısalıyor; bu yaz iyiden iyiye bilek hizasının üzerine çıktı. Haydi, bugün de bu konuyu irdeleyelim.

Öncelikle, modayı sıkı sıkıya takip eden, bunun için yatırım yapan ve bilinçli bir şekilde giyinenlere saygı duyduğumu ve beğenerek takip ettiğimi bir kez daha belirteyim. Bu yazı, heves edip de ne yapacağını bilemeyenlere…

Bir kıyafetin moda olması, onu iyi taşıayacağımız ya da bize yakışacağı anlamına gelmiyor. Yandaki arkadaşta kıyafet gayet güzel duruyor, çünkü adam manken; işi bu. Bu arkadaş hiçbir şey giymese bile millet dönüp bakar (Çıplak olduğu için değil, güzel olduğu için), haliyle çuval giyse bile adamda güzel durur. Öncelikle bir sorun kendinize, ben bu kıyafeti taşıyabilir miyim diye… (Bir İngiliz için “A, ne güzel İngilizce konuşuyor” deyip iki kuruş İngilizce ile BBC’ye spikerlik başvurusuna koşmuyoruz mesela, değil mi?)

Giyinirken kusurlarımızı örtmeye ve güzel yanlarımızı ortaya çıkarmaya çalışmak lazım diyorum ya sürekli; şimdi pantolonun paçalarını kısalttıkça bunun bizim bacaklarımızı olduğundan daha kısa göstereceğini hatırlatmak isterim. Eğer Akdeniz iklimi gibi bacaklar kısa ve kalın, kıçlar etli ve tombul ise bu işe pek girişmeyin derim.

Benzer şekilde, çıplak ayaklar tüm dikkati ayakkabılar ile birlikte ayaklar ve ayak bileklerine çekecektir. Eğer ramazan pidesi gibi ayaklarınız, kıllı ve kalın ayak bilekleriniz varsa bu moda size göre de değil maalesef…

İkinci olarak, bu işlere yatırım yapmak gerekir. Örneğin bu şekilde giyindiğinizde tüm gözler ayakkabılarda olacak; haliyle yeni ve çok kaliteli ayakkabılar giymek lazım. Benzer şekilde dar paçalı şık bir pantolon da şart. Öyle evdeki ayakkabının üzerine, evdeki pantolon ile pek olmaz bu işler…

Son olarak kendi tercihimi yazayım: Ben modayı anlık olarak takip etmekten hoşlanmıyorum, biraz mesafeli duruyorum. Evet, pantolonlarımın paçaları eskiye göre daha dar ve kısa, ama henüz ayakkabıya ancak değecek seviyede. Kösele ayakkabıları çıplak ayakla giyme fikri ise bana doğal gelmiyor. Şu yazımda belirttiğim üzere, babet çorap da bana çok uzak geliyor. Hepsinin yanı sıra, erkek ayak bileklerinin hoş bir görüntüsü olmadığına inandığımdan, insanların gözüne sokmak da hoşuma gitmiyor. Bu durumda tercihimi renkli ve pamuklu çoraplardan yana kullanıyorum.

Soru-Cevap #15: Bir Erkeğin Babet Çorap Giymesi Caiz Midir?

Hocam, şu mübarek Ramazan ayında sormak isterim; bir erkeğin babet çorap giymesi caiz midir?
(Anonim, Türkiye)

Erkek Babet ÇorapBen giymem! Güncel erkek modası yazılarında okuyacağınızın tersine; ayakkabının kenarından görünme riski bile giymemem için yeterli sebep. Fonksiyonel şeylere saygım sonsuz, ancak estetik olarak da uygun olmalı bence. Örneğin harika bir kaz tüyü yeleğim var, incecik; ama tutup da sıcak tutsun diye takım elbisenin içerisine giymiyorum. Çok soğuk günlerde, başka çözümler arıyorum. Bu da onun gibi bir şey işte. Görüntünün çirkinliği konusunda mutabıkız herhalde…

Hep bahsederim ya “mış gibi” görünen şeylerden haz etmiyorum diye, böyle çıplak ayakmış gibi gösteren bu çoraplar da aynı kategoride benim için. Peki ne yapalım? Ben ne yapıyorum onu söyleyeyim. Öncelikle her ayakkabıyı çıplak ayakla giymeye çalışmıyorum. Zaten yaz gelse de çorapları atsam; yaldır yaldır çıplak ayak gezsem diyen birisi değilim. Pamuklu çoraplarım ile gayet rahat geçiriyorum yaz aylarını.

Ben yalnızca şort giyeceğim zaman tekne ayakkabıları giyiyorum (Şu yazıma bir bakın derim); onları da çıplak ayak giyiyorum. Zaten her gün ayaklarımı pudralıyorum, koku gibi bir derdim olmuyor. Ayakkabının vurması gibi bir derdim de hiç olmadı (Timberland’ın tekne ayakkabılarını 25 yıldır filan giyerim, bu konuda hiç üzmedi beni). Bu ayakkabılar zaten ıslak ortamlarda kullanılmak üzere üretilmiş, bu yüzden sorun yaşamazsınız. Ben denize, duşa filan bile giriyorum; o derece… Ama yine de giydiğiniz bir ayakkabıyı tekrar giymeden önce en az 24 saat dinlendirmeyi, aşırı ıslanan ayakkabıları uygun şekilde bakımdan geçirmeyi unutmayın (bkz. Ayakkabı bakımı konulu yazım). Ara ara da koku giderici, bakteri öldürücü spreyler kullanmanızda da fayda var.

“Bütün gün giyip akşam çıkarınca kokar yahu” derseniz, eve gelir gelmez duşa giriverin. Başka yerde çıkaracaksanız, babet çorapla görünmek daha fena yahu. 🙂 Bu durumda da pamuklu güzel bir çorapla giyebileceğiniz bir ayakkabı tercih edin evden çıkarken.

Eminim aranızda “Abi öyle bir çorap buldum ki, hayatta ayakkabının kenarından filan görünmüyor” diyenler olacaktır; giy abicim ne diyeyim… O da ayakkabıya saygımdan. 🙂

Ha bir de bilek hizasındaki çoraplar var ki, benim için evlere şenlik. Yalnız spor yaparken giymek lazım demeye bile dilim varmıyor, ben asla giymiyorum (Sebebini bir sonraki yazımda bulabileceksiniz).

Sonuç olarak yukarıdaki fotoğraftaki şekilde görünmektense, zırt pırt ayaklarımı yıkamayı/pudralamayı (ayak için özel pudralar olduğunu hatırlatayım); her seferinde ayakkabılarıma bakım yapmakla uğraşmayı tercih ettiğimi söyleyeyim.

“Ama yeni moda böyle; kısa paçalı pantolonun altına kösele ayakkabıyı çıplak ayak giyiyorum, çorapsız rahatsız ediyor” konulu argüman konusunda ise güncel modaya mesafeli yaklaşan birisi olarak diyecek çok sözüm var, ama haydi bu konuyu da bir başka ramazan sohbetinde ele alalım. 🙂